Türk edebiyatı eserlerine o kadar aşinayız ki bundan dolayı bu eserleri okumuşuz izlenimine kapılabiliyoruz bazen.
Halbuki ben Peyami Safa' nın eserlerini hiç okumadım.
Derslerde ismen ve konu açısısından o kadar çok işliyoruz ki, edebi eserleri okumak hiç aklımıza gelmeyebiliyor.
Tabii bir de filme uyarlanmışsa yanından bile geçmek istemiyoruz kitapların.
Açıkçası Peyami Safa' nın en iyi, en meşhur kitaplarını okumak içimden hiç gelmedi ne kadar edebi değeri yüksek olsa da. Bu yüzden ben de bilinmedik daha doğrusu benim duymadığım kitaplarını okumaya karar verdim.
Peyami Safa' nın ilk okuduğum romanı, '' Selma ve Gölgesi '' oldu.
''Selma ve Gölgesi'' adlı eseri beklentisiz, neyle karşılaşacağımı ummadan okumaya başlasam da biraz Osmanlıca kelimelerle bezenmiş bir eserle karşılaşacağımı düşünmüştüm. Öyle olmadı. Hatta anlatımını çok beğendim. Anlatımı ve dili; sade ve akıcı buldum. Konusu ise sürükleyiciydi.
Farklı bir kitapla karşılaştım. Kitabın sonu beni pek şaşırttı. Bir yandan da kesinlikle böyle bitmemeliydi diye de hayıflandım. Türk edebiyatında böyle farklı bir konuyla ve sonla karşılaştığım için de hayret ettim.
Polisiye türünde kitaplar o zamanlarda çok ciddiye alınmıyormuş, edebi değeri olmayan kategorilerde değerlendiriliyormuş. Peyami Safa, Server Bedi takma adıyla bu romanını yayımlamış.
Ticari amaçla yazılmış ve edebi değeri olmayan bir eser olarak o dönemlerde görülse bile şimdilerde klasikler arasına girmiş romanlardan.
Selma ve Gölgesi adlı roman: Çok güzel ve esrarengiz bir kadının hayatına giren erkeklerin şüpheli ölümleri dikkat çekiyor.
Bu ölümler intihar gibi gözükse de birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor.
Roman boyunca siz de hep aynı soruyu soruyorsunuz. Selma masum iyi birisi mi, yoksa bu ölümlerde bir payı var mı?
Bu soruların cevaplarını bulmak umuduyla satırlar arasında ilerliyorsunuz.
Kitabı bir günde bitirdim. Bu hızla yazarın ''Şimşek'' sonra da ''Bir Akşamdı'' romanlarını da Selma ve Gölgesi kadar beni cezbetmedi. Osmanlıca kelimelerle karşılaştığım için olsa gerek. Gerçi bu okumayı çok güçleştirmiyor.
okudum. Maalesef bu iki eser
Bu okuduğum üç kitabın ortak noktası; aldatmalara yer verilmesi. Sadece erkek değil, kadın-'' Şimşek '' ve '' Bir Akşamdı'' bunun üzerine yazılmış romanlar.
erkek aldatmaları yoğun şekilde karşımıza çıkıyor. Tabii
''Şimşek'' adlı eser biraz sadeleştirilmiş olsa beğenir miydim? Belki.
Ancak ''Bir Akşamdı''kitabını sevemedim. Anlatım tarzı hoşuma gitmedi.
Yazar , kitabında muallakta kalmış durumları açıklamak için araya girmesi beni rahatsız etti. Belki yazar Bir Akşamdı kitabında farklı bir yol izlemek istemiş, ama olmamış diye düşünüyorum.
Peyami Safa hakkında birkaç kelime etmeden olmaz. Bu yazarımız, ne ortaokul ne lise ne de üniversite okumuş. Adeta kendi kendini yetiştirmiş, geliştirmiş bir insan.
Engin bir kültüre ve bilgiye sahip olduğuna dair bilgiler okuyunca bu yazarın hayatını daha ayrıntılı okumak, öğrenmek istiyor insan.
0 yorum:
Yorum Gönder