Ana Karakteri Çocuk Olan Romanlar

Küçük Ağaç'ın Eğitimi adlı romanı okurken çocukların anlatımıyla olan kitapların genelde çok başarılı olduğu düşüncesine kapıldım.

Daha önce okuduğum böyle hangi kitaplar var  diye hafızamı yokladım. İsimleri hatırlamaya çalışırken  bloğumda yazabileceğim güzel bir sıralama kendiliğinden oluştu.

Yalnız bu sayfadaki kimi kitaplar küçük bir çocuğun dilinden anlatılan eserler; bazıları da küçük çocukların etrafında dönen hikayeler olması itibariyle hazırladığım bir liste olduğunu belirtmeliyim.

1-Küçük Ağaç'ın Eğitimi (Forrest Carter):
Kızılderilerin ilginç isimler kullandığını bilmeyen yoktur. Bu kitapta da bu isimlerle karşılaşmak mümkün. Kitabın anlatıcısı olan 5 yaşındaki kızılderili çocuğun ismi Küçük Ağaç'tır.

Bu kitap için ne diyebilirim? Naif bir kitap. Küçük bir çocuğun büyükannesi ve büyükbabasıyla yaşamaya başladıktan sonra yaşadıklarını ele alan naif ve dingin bir kitap. Kızılderililerin doğaya duydukları saygı ve yaşam biçimlerindeki dinginlik bu kitapta da temel unsur.

Yalnız kitabın yazarını  araştırdığımda çok ilginç bilgilerle karşılaştım. Bir taraftan kitabın otobiyografik özellikler taşıdığına dair bilgiler varken diğer taraftan internette;
* Yazar ismini sonradan Forrest olarak değiştirdiği,
*Küçük Ağaç'ın Eğitimi söylenildiği gibi otobiyografik bir roman olmadığı,
*Yazarın Klu Klux Klan üyesi olduğu,
*Yazarın suikast sonucu öldüğü  yönünde bilgilerle karşılaştım...

2-Bülbülü Öldürmek (Harper Lee):
Yine çok severek okuduğum bir kitap. Bu sefer küçük bir kızın ağzından olaylar anlatılıyor. Amerika'nın küçük bir kasabasında  küçük bir kızın  samimi anlatımıyla yaşanılanları öğreniyoruz. Küçük kızımız biraz yaramaz ve biraz da bilmiştir aslında.

Atticus kitabın öne çıkan karakterlerinden biri. Kasabanın sıcak,  samimi ortamı kitabı sevmemin diğer bir unsuru.

 Bir çocuğun gözünden,  naif penceresinden olayların anlatılması kitabı sevdiriyor.

Amerika'nın küçük bir kasabasında küçük bir kız çocuğu, abisi ve babasıyla  normal hayatlarını sürdürürken siyahi bir adamın sorumlu tutulduğu bir olay vuku bulur. Ve bu adamın avukatlığını küçük kızın babası Atticus üstlenir.

3-Pal Sokağı Çocukları (Ferenç Molnar):
 Eğer daha önceki yıllarda bu eseri okumuş olsaydım kitabın sonundaki olayın etkisinden kurtulamazdım sanırım. Sonu biraz hüzünlü.

Çok fazla kitap okumanın ve film izlemenin  etkisi mi desem yaş itibariyle mi desem bilemiyorum. İlk gençlik yıllarımdaki gibi  kitapları çok güzel, harika gibi niteleyemiyorum artık. Eğer bir kitabı okumuş, bitirmişsem  ve burada bahsetmeye değer bulmuşsam o kitap güzeldir diyebilirim. Çok övgü dolu cümleler kullanamıyorum maalesef.

Çocuk edebiyatı kategorisinde olsa da büyüklerin de okuyabileceği güzel bir kitap. Pal Sokağındaki bir grup çocuğun yaşamlarına tanık oluyoruz. Dünya klasikleri arasına girmiş bu eser okunmaya değer.

4-Sineklerin Tanrısı (William Golding):

Yine 18-20'li yaşlarımda okuduğum ve beğendiğim kitaplar arasında. Çocukların içinde olduğu uçak ıssız bir adaya düşer.

Bir adada  sadece çocukların olduğu bir  yaşam nasıl olurdu? sorusuna cevaben pek iç açıcı olmasa da farklı bir şekilde ele alan bir yapıt. 

Bu eserde çocukların hayatta kalma mücadelelerini, gruplaşmalarını  ve yaşamlarını adeta izliyoruz. Bu kitabın seveni çok olduğu gibi sevmeyeni de olduğunu fark ettim. Bu kitabı okurken olaylardan ziyade psikolojik durumları, yaklaşımları göz önüne alarak okunması gereken bir kitap.

 Bu yazıyı hazırlarken 18li yaşlarımda kitap okuma sürecimle şimdi okuma süreci mi karşılaştırma fırsatı buldum.
 İlk gençlik yıllarımda bir kitabı okurken önyargılarımla değil kitabın ne anlattığına odaklanarak ilerlerdim. Önyargısız şekilde okurdum.

Kısaca psikolojik bir kitaptan fantastik bir tema beklentim olmadığı için, biliyorum uç bir örnek oldu daha iyi anlaşılması için alakasız örnek verdim. Beklenti, kıyaslama olmadığı için kitabın dünyasına çabuk adapte olurdum. O zamanlar kitabın dünyasına girerdim, şimdilerde kitabı kendi dünyama göre şekillendirmeye çalışıyor olabilirim...

Beklenti ve önyargı içinde bir okuma sürecine girmemiz beğenimizi düşüren bir etmen sanırım.

5-Şeker Portakalı (Jose Mauro de Vasconceles):
Zeze ismini hiç unutmasam da kitabı detaylı hatırlamadığımı da ifade etmeliyim. Yıllar önce okuduğum bu kitap  beş yaşındaki küçük bir çocuğun kendi ağzından başından geçen olayları anlatmasını konu ediyor.

Okuduğum yıllarda çok beğenmiştim. Yanlış hatırlamıyorsam çok duygusal bölümler de vardı ki çok duygulandığımı hatırlıyorum.

 Zeze'nin ileriki yaşlarını da konu alan  Güneşi Uyandıralım, Delifişek olarak seri devam ediyor.



6-Büyük Umutlar (Charles Dickens):
7 yaşında öksüz ve yetim bir çocuğun kendi anlatımıyla yaşadıklarını konu alan bir eser olsa da büyüme evrelerine de tanık oluyoruz aslında. Yazarın önemli kitaplarından biri.

 Benim severek okuduğum klasiklerden.
Aslında bu kitaptan bloğumda  o kadar bahsetmişim gibi geliyor ki buraya yazıp yazmama konusunda açıkçası bir kararsızlık yaşadım.




Anlatıcısı çocuk olan  veya çocukların etrafında gelişen olayları konu alan kitapları  bu sayfamda ele aldım.

Google+ Paylaş

Hakkında Unknown

Blog yazarı hakkında kısa bir açıklama
    Blogger Yorum
    Facebook Yorum

0 yorum:

Yorum Gönder